PROGESTERON HORMONU NEDİR?
Progesteron üreme ile ilgili iki önemli hormondan birisidir. Diğer önemli hormon estrojendir. Progesteron, doğal ayda yumurtlama sonrası oluşan corpus luteum denilen bir yapıdan (endokrin organ) salgılanır. Yumurtlama sonrası 7. günde kan seviyesi 10 ng/ml civarında olur.
PROGESTERON DEĞERİ KAÇ OLMALI?
Progesterone yapımı beyinden salgılanan LH (luteinize edici hormon) hormonu ile olur. Doğal bir ayda, yumurtlama sonrası dönemde (luteal faz; luteal dönem) 10 ng/ml civarında kan progesteron seviyesi için kan LH seviyesinin 6-7 IU/L civarında olması gerekir.
LH etkisi ile corpus luteumdan progesteron dalgalar şeklinde salgılanır ve kana karışır.
PROGESTERON HORMONU NE İŞE YARAR?
Progesteron rahim iç tabakasını (endometrium) gebeliğin oluşması ve gebeliğin devamı için hazırlayan çok önemli bir hormondur. Östrojen ile rahim iç tabakası hazırlandıktan sonra, zamanlıca ve yeterli seviyede progesteron ile gebeliğin oluşması ve devamı sağlanır.
DÜŞÜK PROGESTERON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Düşük progesteron belirtileri olarak, iki adet arasındaki sürenin kısalması ve de ara kanamalar şeklinde damlamalar sayılabilir. Bazı olgularda ise hiç bir belirti vermeyebilir.
Ancak durumun net tespiti hekiminiz tarafınca planlanacak kan progestron seviyesi tayini ile uygun olacaktır.
Düşük progesteron seviyelerinde gebe kalmakta sıkıntı ve düşük oranlarında artış olabilmektedir.
Taze Embriyo Transferi Planlanan Olgularda Kan Progesterone Değeri Düşük Olur Mu? Dışarıdan Progesteron Desteği Niçin Gereklidir?
Tarihsel olarak 1978 lerde ilk tüp bebek uygulamalarından beri bilmekteyiz ki, tüp bebek için yumurtalıklar uyarıldığında progesterone eksikliği (luteal faz yetmezliği) olmaktadır.
Hedeflenen çoklu folikül (yumurta) gelişimi için yumurtalıklar uyarıldığında yükselen kan hormon seviyeleri, yumurtlama sonrası dönemde, beyinden LH salgılanmasını baskılar ve bu nedenle kan LH seviyelerinin çok düşük (0.2-1.5 IU/L) olmasına bağlı, corpus luteum denilen yapılardan progesterone yapımı çok azalır. Bunun sonucunda kan progesteron değerleri çok düşük olur. Bu duruma luteal dönem yetersizliği denir.
Bu gerekçe ile yumurtalık uyarımı, yumurta toplama ve taze embriyo transferi planlanan tüm tedavi aylarında dışarıdan progesteron desteği (luteal faz desteği) yapılır. Bu zorunludur. Aksi takdirde gebelik oranları belirgin olarak azalmakta ve gebelik kayıp oranları anlamlı olarak yükselmektedir.
Donma Çözme Uygulamalarında da Progesterone Kullanılmalı Mıdır?
- Hormon replasman tedavisi (HRT) protokolu ile yapılan donma çözme uygulamalarında rahmin iç tabakasının hazırlığı tamamen dışarıdan kullanılan progesterone ile sağlanır. O nedenle kullanımı şarttır.
- İkinci donma çözme protokolü olan doğal ay uygulamalarında eğer gerek olur ise dışarıdan progesterone desteği, seçilmiş olgularda, uygulanabilir.
- Üçüncü donma çözme protokolü olan hafif uyarımda da, seçilmiş olgularda, dışarıdan progesteron desteği yapılabilir.
Sonuç olarak donma çözme uygulamalarında da, taze transferlerde olduğu üzere, rahmin iç tabakasının zamanlıca ve uygun seviyelerde progesteron hormonuna maruziyeti başarı için vazgeçilmezdir. Kullanılan protokola göre tüm veya seçilmiş olgularda dışarıdan progesteron desteği kullanılır.
TÜP BEBEK UYGULAMALARINDA PROGESTERON KULLANIMI NASILDIR? (Progesteron Desteği İçin İlaçlar ve Yöntemler)
En sık kullanılan temel ilaç progesterondur. Dışarıdan verilen progesteron için vajinal, cilt altı enjeksiyon, intramüsküler enjeksiyon, rektal, oral yollar kullanılır. Bu yollar arasında gebelik oranları arasında çok önemli bir farklılık bulunmamaktadır.
Taze embriyo transferinde bütün dünyada en sık vajinal yol kullanılır. Donma çözme HRT protokolünde ise, Avrupada ve ülkemizde en sık vajinal progesteron, ABD’de ise intramüsküler yol en sık kullanılır.
Yakın geçmişte ülkemizde gerek taze ve gerekse de HRT çözme uygulamalarında cilt altı progesteron de sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. Yakın zamanda yapmış olduğumuz bir çalışmada vajinal ve cilt altı enjeksiyon yollarının HRT çözme aylarında benzer gebelik oranlarını sağladığını yurtdışı saygın bir dergide yayınladık.
Progesterone Kullanımında da Bireyselleştirme Önemli Midir?
Evet! Progesterone kullanımında da bireyselleştirmeye önem verilmelidir. Tek beden herkese uymaz kavramı tüp bebek uygulamalarında olduğu gibi burada da geçerlidir.
Bireyler arasındaki farklılıklardan dolayı aynı ilaç, aynı dozda kullanılmasına karşın bireyler arasında ciddi farklı kan seviyelerine rastlanılmaktadır. Bu durum, hemen hemen tüm progesterone kullanım yollarında (vajinal, cilt altı enjeksiyon, intramusküler enjeksiyon, rektal, oral) karşımıza çıkmaktadır.
Kan Progesteron Değeri Kaç Olmalıdır?
Özellikle HRT protokolü ile yapılan donma çözme uygulamalarında kan progesteron seviyesinin önemi ile ilgili çok fazla bilgi birikimi vardır.
Bizim yapmış olduğumuz bir çalışmada, HRT ile çözme aylarında blastokist transferinden bir gün önce bakılan kan progesteron seviyeleri düşük (8.75 ng/ml altında) olduğu zaman devam eden gebelik oranlarının anlamlı azalmış olduğunu gözlemledik ve bu sonuçlarımızı yurt dışı saygın bir dergide yayınladık.
Kan Progesteron Değeri Düşük Olur İse Tedavi Ayı İptal mi Edilmelidir?
Hayır. Bu olgularda kurtarma (rescue) protokolu kullanmaktayız.
Kurtarma (rescue) protokolu ile kullanılan vajinal progesterone’a ilaveten cilt altı progesterone eklendiğinde devam eden gebelik oranlarının, kan progesteron seviyesinin iyi (8.75 ng/ml) olan olgular kadar iyileştiğini de gözlemledik. Bu makale türünün ilk makalesi olup, yine saygın bir uluslararası dergide yayınladık.
Bu makalemiz sonrasında birkaç ay içinde İspanya’dan 2 farklı merkezden de gelen 2 yazı sonrasında bu kurtarma (rescue) protokolu standart bir uygulama olarak günümüzde uygulanmaktadır.
Kan Progesteron Değeri Düşüklüğü İhtimali Progesteron Kullanım Şekli (vajinal, cilt altı vs) ile İlişkili midir?
Her progesteron kullanım yolunda (vajinal, cilt altı, intramüsküler vs) kan progesteron seviyesinin “düşük” eşik değeri tanımlanmalıdır.
HRT protokolünde cilt altı progesteron kullandığımızda hiçbir olguda kan progsteron düzeyinin 8.75 ng/ml altına düşmediğini, dolayısıyla, kurtarma (rescue) ihtiyacı olmadığını gözlemledik. Bu datamızı da yapmış olduğumuz bir çalışmada saygın bir uluslararası dergide yayınladık.
Doğal Ay Çözme Uygulamalarında da Kan Progesteron Seviyesine Bakılmalı mıdır?
Evet. Doğal ay uygulamalarında da çözme transfer günü veya 1 gün öncesinde kan progesteron seviyesi 10 ng/ml altında olan aylarda gebelik oranları (canlı doğum oranları) azalmaktadır.
Her ne kadar doğal aylarda corpus luteumdan progesteron dalgalar şeklinde salgılandığı için tek noktada-zamanda ölçüm yanıltıcı olabilmektedir. 30 dakikalık sürede kan progesteron seviyesi 8 kat farklılık arz edecek şekilde dalgalanabilmektedir.
Diğer tarafta da bazı doğal aylarda corpus luteumdan yetersiz progesteron üretimine bağlı yetersizlik de olabilmektedir.
Bu ayrım tek bir zamanda kan progesteron örneklemesi ile yapılması güç olsa da biz uygulamalarımızda, eğer, embriyo (blastokist) transferinden bir gün önce kan progesteron seviyesi 10 ng/ml altında ise, dışarıdan cilt altı progesteron (25 mg cilt altı) desteği yapmaktayız. Bu konuda ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
HRT Çözme Uygulamalarında Kan Progesteron Seviyesinin “Çok” Yüksek Olması Gebelik Oranlarını Etkiler mi?
Etkileyebilir. Kan progesteron seviyesi yüksekliği ve gebelik oranları arasında sonsuz pozitif bir ilişki yoktur. Bazı çalışmalarda kan progesteron seviyesi yüksek olduğu zaman, gebelik oranlarında azalma (tavan etkisi) raporlanmıştır.
Bizim yapmış olduğumuz bir çalışmada, HRT ve vajinal progesteron kullanarak hazırladığımız çözme aylarında blastokist transferinden bir gün önce bakılan kan progesteron seviyelerinin yüksek olduğunda bu olumsuz tavan etkisini gözlemlemedik olduğunu gözlemledik ve bu sonuçlarımızı yurt dışı saygın bir dergide yayınladık.
Diğer taraftan yapmış olduğumuz bir çalışmada HRT ve cilt altı enjeksiyon ile progesteron kullanıldığında blastokist transferinden bir gün önce bakılan kan progesteron seviyelerinin 37 ng/mL üzerinde olduğunda, bir miktar gebelik oranlarının azalma eğilimi olduğunu gözlemledik.
Sonuç olarak tavan etkisinin gerçekte var olup olmadığı ile ilgili ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.