Risk faktörleri bayan yaşının 38 üzerinde olması, ailede erken menapoz öyküsü olması, yumurtalıklara yönelik kist çıkarılması öyküsü olması, çikolata kisti varlığı ve yoğun sigara içimidir.
2- Rezerv belirlemek amacıyla hangi testler uygulanabilmektedir?
Antimüllerien hormon (AMH) ve ultrasongrafik antral follükül sayımı en değerli 2 testtir. Adetin 3. Günü FSH ve estrojen tayini bu 2 teste göre daha az güvenilirdir.
3- Yumurtalık rezervi ve yumurtlama ayrı kavramlar mıdır?
Evet. Yumurtalık rezervi bir bayanın ilaç kullanıldığında çoklu follikül (ultrasonografide yumurta içeren yapılar) geliştirme yeteneğini gösterir. Bir bayan çok düzenli adet gördüğü (dolayısıyla düzenli yumurtlama yaptığı) halde, rezervi azalmış olabilir.
4- Rezerv düşüklüğü tüp bebekte başarıyı etkiler mi?
Evet. Tüp bebeğin basamaklarında kayıplar olabileceği için, başlangıçtaki yumurta sayısını belirleyecek yumurtalık rezervi, gebelik oranlarını yakınen etkiler. Rezerv azalması derecesinde gebelik oranları da azalır.
5- Yumurtalık rezervi arttırılabilir mi?
Maalesef, yumurtalık rezervi ilaç kullanımı, diet veya başka takviyelerle iyileştirilememektedir.
6- Yumurtalık rezerv testleri bozuk çıktığında tüp bebek yapılmamalı mıdır?
Düzenli adet gören bayanlarda, sadece bozuk rezerv testine dayalı hasta tüp bebek tedavisinden men edilmemelidir. Rezerv testi bozukluğu hastanın embriyo transferine ulaşamama riskinin yüksek olduğunu işaret eder; ama gebelik olmamasını öngörmez. Özellikle 40 yaş üstü olgularda rezerv azalmasında gebelik oranları dramatik olarak azalır.
7- Rezerv azalması olgularında mucizevi, sihirli bir uygulama var mıdır?
Hayır. Yalnız merkez seçimi bu tür olgularda çok önemlidir. Az sayıda yumurta ile başarıyı yakalamada yüksek tecrübeye dayalı iyi bir ön hazırlık (yumurtlatma tedavisi) ve sonrasında kaliteli laboratuar hizmeti sunulması kilit hususlardır.
