06 Aralık 2011 / Gündem (Ankara)
TÜP BEBEKTE RİSK AZALTAN 'HASTA DOSTU TEDAVİ'
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. Hakan Yaralı, tüp bebek tedavisinin, çocuk sahibi olamayan çiftler için yıllardır başarıyla uygulanan, yüz güldüren bir teknik olduğunu, Türkiye'de de her yüz çiftten 15'ihin çocuk sahibi olmakta sıkıntı yaşadığım belirtti. Yaralı, tüp bebek tedavisinde anne-baba adaylarının maliyet, hekimlerin ise olası komplikasyonlar konusunda duyarlılık yaşadığım, ortaya çıkabilecek en önemli komplikasyonun ise hastaların yüzde 2-3'ünde rastlanan "Aşın uyarım sendromu" olduğunu büdirdi.
AŞIRI UYARIM SENDROMU Tüp bebek uygulamasında hasta dostu yaklaşımla aşılmaya çalışılan "Aşın uyarım sendromu" üe ilgili bilgi veren Prof. Dr. Yaralı, bu durumun tüp bebek tedavisinin en önemli komplikasyonu olduğunu vurguladı.
Genellikle polikistik över sendromlu kadınlarda ortaya çıkan bu tablonun şiddetli formunun ortaya çıkma riskinin yüzde 1-3 civarında olduğunu belirten Yaralı, şu bügüeri aktardı: "Yumurtalıklan uyarmak için kullanılan ilaçlara hastadan aşırı cevap alınması bu sendroma zemin hazırlar. Yumurtalıkların uyarılması sırasında kabul edüebilecek sayıda yumurta uyarılması ile aşın uyarılma arasında ince bir çizgi vardır. Her zaman doz ayarlaması mümkün değüdir. Aşın uyarılma olduğu zaman yumurtalık uyana üaçlann dozunun azaltılması ve gerektiğinde bir gün veya daha uzun bir süre ilaç verilmemesi sonucunda östrojenin aşın yükselmesi engellenir.
Yumurtalık boyutlarında artma, karın ağrısı, şişkinlik hissi, nefes darlığı, idrar miktarında azalma karın boşluğunda sıvı toplanması, göğüs boşluğunda sıvı toplanması gibi belirtiler gösteren aşın uyarım sendromu hayatı tehdit edebilir. Bu durumda yumurta toplama işlemi iptal edilebilir." Sendromun hafif seyretmesi halinde hastanın hastaneye yatırılmadan takip edildiğini, tuz ve sıvı kısıtlaması önerildiğim ifade eden Yaralı, böyle bir durumda günlük küo ve karın çevresi ölçümlerinin yapılmasının büyük önem taşıdığım söyledi. Prof. Dr. Yaralı, bir günde karın çevresinin üç santimetreden, vücut ağırhğının ise 2 küogramdan fazla artması, idrar miktarının azalması, nefes darlığı gibi yakınmaların ortaya çıkması durumunda hastalım yatırılarak takip edüdiğini belirterek, sorunun, kandaki sıvı-elektrolit dengesinin ve böbreklerden yeterli idrar çıktısının sağlanması, sıvı planlaması yapılması ve lüzum halinde karında biriken sıvının iğne üe boşalTüp bebek uygulamasının önünü tıkayan bu önemli sorunun "Antogonist" ya da "Hasta dostu tedavi" olarak adlandırilan yeni yaklaşımla aşılmaya çalışıldığını anlatan Prof. Dr. Yaralı, bu yaklaşımla aşm uyarılma riskinin yüzde 50-53 oranında azaldığım büdirdi. Yaralı, "hasta dostu tedavi" denilen bu yeni bakış açısıyla ilgili şu bügüeri aktardı: "Tüp bebek uygulamasında "hasta dostu tedavi' uzun yıllardır benimsenen klasik yönteme göre bir takım avantajlara sahip.
Bu uygulamada daha doğala yakın bir süreç izleniyor. Başka deyişle eve canlı bebekle gitme, yani tedavide başarı korunurken hasta leyıü İM£ '(edâVısCrıe" bâşfaridığmı kaydeden Yaralı, "Bazı durumlarda hastanede kaüş süresi 2-3 haftaya kadar uzayabilir. Sendrom gebe kalmayan kadınlarda kısa süre içinde gerüer. Ancak gebe kadınlarda süreç uzayabilir" diye konuştu.
HASTA DOSTU TEDAVİ olacak kadınlara daha az üaç uygulanması, doğaya ve hastaya daha saygılı tedavi planlanması.
Böylece anne adaylan hem üaçlara bağlı yan etküerden korunuyor hem de daha az maliyetle bebek sahibi olunabiliyor." Antagonist protokollerinde, hem ortaağır sendrom gelişme riski, hem de aşın cevap nedeni üe uygulamanın iptal riskinin azaldığını vurgulayan Yaralı, "Bunun bir diğer avantajı da aşm uyanm sendromu riski olan olgularda, son yumurta çatlatması iğnesi için agonist denüen alternatif bir üaç kullanılmasıdır. Bu şeküde risk neredeyse tamamen ortadan kaldırılmaktadır" diye konuştu.
Eski yöntemde daha çok yumurta toplandığım, oysa bu yaklaşımın tüp bebek tedavisinde artık terk edüdiğini, çok yumurta değü, doğala yakın yumurta toplanmasının önem taşıdığım büdiren Yaralı, doğala yalan olduğu için hasta dostu tedaviyle bunun mümkün olabüdiğini söyledi.
Prof. Dr. Yaralı, bu yaklaşımda destekleyici tedavüerle gebelik oranlarında bir azalma olmadığım belirterek, "Başka deyişle beklenmedik bir aşırı uyanm riskinde hastanın tedavisi iptal olmuyor, aşın uyarım riski neredeyse ortadan kalkarken iyi gebelik oranlan da korunuyor" şeklinde konuştu.
Tüp bebek uygulamasının dramatik bir süreç olduğunu, uzun yıllardır uygulanan klasik yaklaşımda hastaların yüzde 50-55'inin tedaviyi yanda bırakabüdiğini anlatan Yaralı, yeni yaklaşımda bu riskin de büyük oranda ortadan kalktığını büdirdi. Yeni yaklaşımın benimsenmesinde deneyimin büyük önem taşıdığım, bu nedenle bir çok hekimin bundan kaçındığını ifade eden Yaralı, "Deneyimi olmayan merkezlerde bu yaklaşımın uygulanması başan şansını düşürür" dedi.
"TÜRKİYE REFERANS MERKEZİ OLMAYA ADAY" Prof. Dr. Yaralı, etkinlik azalmadan emniyetli uygulama şansı veren bu yeni tedavi sürecinde Türkiye'nin referans merkezi olmaya da aday olduğunu ifade etti.
Dünyada bu yeni yaklaşımı benimseyen : Uzmanların SHAPE (En iyi deneyim ve tecrübenin paylaşılması) adı verilen toplantılarda bir araya gelerek tecrübelerini aktardıklarım kaydeden Yaralı, bu toplantıya 1-2 Aralık tarihlerinde Ankara'nın ev sahipüği yaptığını söyledi. Yaralı, Ankara'daki SHAPE toplantısının Avrupa Birliği dışında yapılan ilk toplantı olma özelliği taşıdığım sözlerine ekledi.