Doğanın insana sunduğu en güzel duygulardan biridir anne –baba olmak. Günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin karşılaştıkları sağlık sorunlarına tıbbi çözümler getirmek mümkün. Gelişen teknoloji ve uzman ekipler ebeveynlik duygusunu tutmak isteyen çiftlere yardımcı oluyorlar. Gebe kalamama sorunu (infertilite) uygun şartlar dahilinde önlenebilir bir sorun. Türkiye’nin en başarılı tüp bebek merkezlerinden Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı merkezi’nden Prof. Dr. Hakan Yaralı tüp bebek konusunda merak edilenleri Ankara Life’a anlattı.
Sayın Yaralı sizi ve merkezinizi tanıyabilir miyiz?
Ben, Prof. Dr. Hakan Yaralı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesiyim. Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezun olup, aynı üniversitede ihtisas yaptıktan sonra, 1991 -1992 yılları arasında kısırlık tüp bebek ve endoskopik cerrahi konularında, Kanada’da üst ihtisas yaptım.
2003 yılında Üniversitemde Prof. Ünvanı aldıktan sonra 2005 yılından bu yana kısmi statüde çalışıyorum. Ortağım Prof. Dr. Bülent Tıraş ile birlikte, 2 yıldır da Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’ni yürütmekteyim. Aynı zamanda Ulusal Üreme Endokrinolojisi, infertilite ve Yardımlı Üreme Teknikleri (Türkiye Tüp Bebek Merkezi) Derneği’nin de başkanıyım. Ulusal Endoskopik Cerrahi Derneği’nin kurucu üyesiyim. Yaklaşık olarak 17 yıldır tüp bebek ile uğraşmaktayım. Merkezim Anatolia Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkez, şu anda ülkemizde en fazla uygulama yapan 2 merkezden bir tanesidir.
Tüp bebek tedavisi kaç yaşına kadar olan kadınlarda sonuç vermektedir?
Her türlü gebe kalamama (infertilite) tedavisinde bayan yaşı çok önemlidir. Bu kapsamda tüp bebek başarı oranlarında da bayan yaşı belirleyicidir. Örneğin 30 yaşın altında ilk uygulamada başarı şansı yüzde 70’ler civarında iken, 40 -44 yaş aralığında bu oran yüzde 15 -25’lere düşmektedir. 45 yaşında ise neredeyse yüzde 0 olmaktadır. Bu soruyla ilgili olarak bayanın yaşı yanı sıra burada başarıyı etkileyen çok önemli faktörlerden biri de bayanın yumurtalıklarının canlılığıdır. Biz buna yumurtalık rezervi diyoruz. Erkekte sperm üretimi ölene kadar devam etmekte iken bayan henüz anne karnında ürettiği yumurtaları kullanmakta ve sürekli tüketmektedir. Doğduktan sonra yeni yumurta üretimi yapamamaktadır. Her iki yumurtalıkta anne karnında 5 aylıkken 7 milyon yumurta, doğurduğunda 1 milyona, 13 yaşındayken 700 bine, 35 yaşında 25 bine azalmakta ve ardından daha da hızlı bir kayıp olmaktadır. İlaveten, bir yumurta birinci ve ikinci olgunlaşma bölünmelerini geçirdikten sonra döllenebilir hale gelmektedir. İleri bayan yaşında (38 yaş sonrası) özellikle birinci olgunlaşma bölünmesinde hayata yatkınlık artmaktadır. Bu da gebe kalamama ve düşük riskini arttırmaktadır. Bu nedenle, ben hastalarıma, bayan yaşı olarak 35 yaşı “orta şeker”, 38 yaş sonrasında ayların hesabı yapılması gerektiğini ifade ediyorum. Elbette bu yaşlar, hayat beklenti süresi kapsamında çok genç yaşlardır.
Yumurtalık rezervini azaltacak faktörler nelerdir?
En önemlisi ileri bayan (38 yaş üzeri) yaşıdır. Ayrıca geçirilmiş her türlü yumurtalık kisti ameliyatı, bir yumurtalığın alınmış olması, günde on adetten fazla sigara içilmesi, çikolata kistleri (endometriozis kistleri; endometrioma) yumurtalık rezervini azaltıcı diğer bağımsız risk faktörleridir.
Tüp bebek tedavi merkezleri seçilirken nelere dikkat edilmeli?
Türkiye’de 80’in üzerinde Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ruhsatlara sahip merkez vardır. Merkez seçiminde dikkat edilmesi gereken ilk husus uygulama başına gebelik oranı ne olduğudur. Bu oranının genel olarak yüzde 55’in altına inmemesi gerekir. İkinci olarak çoğul gebelik oranına dikkat edilmelidir ki biz ikiz gebelikten sonrasını, üçüz v.s. gibi, başarısızlık olarak görüyoruz. Üçüncü husus ise dondurma programlarıdır. Saygın bir tüp bebek merkezinde, 4 -5 uygulamadan bir tanesinde taze transfer ettiğimiz embriyolar dışında dondurulmaya uygun embriyolar olmaktadır.
Donma çözme uygulamalarının taze uygulamalara göre avantajları vardır; daha basittir, ilaç kullanımı daha azdır, daha ucuzdur. Ayrıca yumurta toplama işlemi yapılmaz. En önemlisi donma –çözme uygulamalarında başarılı tüp bebek merkezlerinde, taze uygulamaya yakın başarı şansı yakalanabilmektedir. Donma –çözme ile doğan bebeklerin, kendiliğinden olan bebekler kadar sağlıklı olduklarını ifade etmek istiyorum.,
Peki, bu hususları, yani doğru yol haritasını, hastalar nasıl değerlendirebilir?
Sağlık Bakanlığı’nda bu kapsamda düzenleme ve denetleme yapan Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi bulunmaktadır. Oradan rakamlar alınabilir. Ancak bunun da öncesinde hastalara tercih edecekleri merkezlere daha önceden giden, başarılı olan veya olmayan hastalar ile görüşerek çok titiz bir ön araştırma tavsiye ediyorum. Bazı hastalar kolay hastalardır, bu hastalar hemen hemen her tüp bebek merkezinde gebe kalabilmektedir. Ama bazı hastalar zor hastalardır, saygın bir tüp bebek merkezi bu zor hastaların gebe kalmasını sağlayarak başarılarını gösterebilir.
Gebe kalmakta sıkıntı (infertilite) teşhisi konulan hastalara hangi yollar izlenmektedir?
İnfertilite, tam olarak, bir yıl düzenli ilişkiye rağmen çocuk sahibi olunamamasıdır. İnfertilitenin doğurganlık döneminde sıklığı yüzde 15’dir. İnfertil çiftlerde yüzde 40 -45 oranında erkeğe ait sperm problemleri sorumlu olmaktadır. Çiftlerin yüzde 10 -15’inde bayana ait yumurtlama problemleri, diğer yüzde 10 -15 çiftte bayana ait anatomik problemler (rahim ve tüpler ile ilgili) söz konusu olabilir. Yüzde 10 -15 çiftte ise mevcut araştırmalar sonucunda erkeğe veya kadına ait bir sorun saptanmayabilir. Biz buna izah edilemeyen kısırlık demekteyiz. Tabii burada öncelikle hızlı ve etkin bir ön değerlendirme yaptıktan sonra çiftin gebe kalamama nedenini değerlendirmiş oluyoruz ve buna göre de tedavi seçeneklerini sunuyoruz.
Maalesef erkekten kaynaklanan kısırlık durumlarında nedenleri çoğu zaman saptayamayabiliyoruz. Erkeğe bağlı kısırlık olgularında ilaç, toz, perhiz gibi tedavi seçenekleri gebelik şansını arttırmaktadır. Hafif sperm bozukluklarında bekleme veya aşılama önerir iken, ağır sperm problemlerinde direkt olarak tüp bebek tedavisi öneriyoruz.
Bayan tarafında, yumurtlama problemlerine yönelik elimizde çok etkin ve basamak basamak tanımlı yumurtlama tedavileri vardır. Eğer yumurtlama tedavisinden yanıt alamazsak tüp bebek uygulamalarına başlıyoruz. Yine bayana ait anatomik problemler varsa tüp ve rahimle olan problemleri laparoskopi, histereskopi denilen endoskopik ameliyatlarla düzeltebiliyoruz. Rahim içerisinde polip, miyom, yapışıklık veya doğuştan olan perdeleri histeroskopik ameliyatlar ile çok etkin olarak düzeltebiliyoruz. Tüp –yumurtalık etrafı yapışıklığı da laparoskopik yolla düzeltebiliyoruz. Eğer izah edilemeyen bir kısırlık olgusu varsa, öncelikle erkeğe bağlı hafif kısırlık olgularına benzer bir şekilde yumurtlama ve aşılama metodunu kullanabiliyoruz. Aşılama tedavilerinde bir uygulama başına yüzde 12 -15 gebe kalma şansı olabilmektedir. Gebelik sağlanamadığı takdirde en az bir, iki ay ara verdikten sonra tekrar uygulama yapıyoruz ve 4 seanstan fazla uygulama yapmıyoruz.
Sonuç olarak, her türlü gebe kalamama durumunda, tüp bebek tedavisi ile çok etkin mücadele edebilmekteyiz.
İnfertilite, tam olarak, bir yıl düzenli ilişkiye rağmen çocuk sahibi olunamamasıdır. İnfertilitenin doğurganlık döneminde sıklığı yüzde 15’dir. İnfertil çiftlerde yüzde 40 -45 oranında erkeğe ait sperm problemleri sorumlu olmaktadır. Çiftlerin yüzde 10 -15’inde bayana ait yumurtlama problemleri, diğer yüzde 10 -15 çiftte bayana ait anatomik problemler (rahim ve tüpler ile ilgili) söz konusu olabilir. Yüzde 10 -15 çiftte ise mevcut araştırmalar sonucunda erkeğe veya kadına ait bir sorun saptanmayabilir. Biz buna izah edilemeyen kısırlık demekteyiz.
Türkiye’de özellikle Ankara’da tüp bebek tedavisine ilgi nasıl?
Ülkemizde tüp bebek yaptırmaya ihtiyacı olduğu halde tüp bebek tedavisine ulaşabilirlik halen bir problemdir. Bu durumun en önemli nedeni maddi sıkıntılardır. Batı Avrupa’da doğan her 40 -60 bin bebeğin bir tanesi tüp bebek iken, ülkemizde bu rakam 40 binde birdir. Şubat 2005 öncesinde ülkemizde ortalama yılda 20 bin civarında uygulama yapılmakta idi. Şubat 2005 sonrası kısmi devlet yardımı ile bu rakam 39 -40 bin civarına ulaşmıştır. Yani yüzde 90’a yakın bir artış olmuştur. Ancak bu rakamlar halen yeterli değildir. Tüp bebek uygulaması ve bu konuda ilaç kullanımı ile ilgili devlet yardımı kamu ve özel tüp bebek merkezlerinde aynen ve benzer olarak geçerlidir.
SSK’nın Tüp Bebek Tedavisi Masraflarını Karşılaması Tüp Bebek Tedavisine Olan ilgiyi arttırdı mı?
Sistem, henüz tam olarak hayata geçmedi, SSK ile anlaşmalar yapılıyor. Ama şuan ki SGK üyelerinin yüzde 55’inin SSK mensubu olduğunu düşünürsek tabii ki bu uygulamanın ilgiyi arttıracağını düşünüyorum. Biz SSK’lı hastalar mağdur olmasınlar diye Haziran 2006’dan bu yana SSK mensuplarına devlet yardımı kadar indirim uyguluyoruz.
Merkezinizde geçtiğimiz günlerde ses getiren bir başarı elde ettiniz. Bu başarınızdan bahsedebilir misiniz?
Dünya’da 7. ülkemizde ise ilk defa rahim kanseri sonrası tüp bebek ile gebe kalan bir hastamız var. Rahim kanseri tanısı olan olgularda standart tedavi rahim, tüp, yumurtalıkların ve ilgili lenflerin alınmasıdır. Elbette böyle bir cerrahi sonrası gebe kalma şansı kalmamaktadır. Ancak erken olgu rahim içi kanserli bir olguda, deneysel bir tedavi seçeneği olarak, kanserin ilaç tedavisi ile geriletilmesi sonrası tüp bebek uygulaması yaptık ve başarılı olduk.
Aynı olgu ikinci çocuk istedi ve ikinci uygulama sonrasında da gebe kalarak 2, çocuğunu doğurdu.
Bizim Anatolia Tüp Bebek Merkezi’ndeki serimizde, rahim iç tabakası kanserli 4 hastaya toplam 7 uygulama yaptık; bunların 2 tanesi doğum, 1 tanesi düşük, 1 tanesi de başarılı olarak gebeliğe devam etmektedir. Bu hasta serisini yurt dışı saygın bir dergide yayınlamak üzereyiz. Yakın zamanda yumurtalık kanseri olan bir hastaya tüp bebek tedavisi uygulayarak gebelik elde ettik. Bu da dünyada ikinci kez gerçekleşen bir vakadır ancak maalesef bu gebelik düşük ile sonuçlandı. Yakın zamanda da rahim ağzı kanseri tedavisi olan bir hastaya tüp bebek tedavisi uygulayacağız. Dünya literatürüne, böyle fevkalade zor olan olgularda, katkı yapmaktan büyük memnuniyet duymaktayız.